Karacaoğlan

Karacaoğlan

Halk edebiyatımızın en büyük ustası, ünlü Karaca Oğlan’ın ya-şamı hakkında yazılı bir kaynağımız yok. Karaca Oğlan hakkında ilk araştırmayı yapan Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi; 1874 yılında Ka-raca Oğlan’ın doğduğu köye varmış, bazı araştırmalarını yazıya ge-çirmiştir. Bunda: Bahçe ilçesinin Varsak köyünden olduğu ve orada bazı akrabalarının bulunduğunu ve onlarla görüşüp sohbet ettiğini yazar. Ahmet Hamdi Efendi’nin saptamalarına ve başkaca araştırma-cıların bulgularına göre Karaca Oğlan; Bahçe ilçesinin Varsak kö-yünde doğmuş, her ne sebeptense genç yaşında gurbete çıkmış, Uzun yıllar gurbette gezmiş, ölümüne yakın memleketine döndü ise de gene duramayıp tekrar gurbete çıkmış. Karaca Oğlan’ın ölümü Kadirli söylentisinde; “Ceyhan nehrine daldığı, bir daha çıkmadığı”. Adana söylentisinde de; “Ashab-ı Kehf’e girdiği bir daha da çıkmadığı” şek-lindedir. Burada dikkat edeceğimiz bir nokta var: Her iki söylentide de Karaca Oğlan Batı taraflarına gitmiştir. Kadirli’den Adana’ya, Adana’dan da gene batıya gitmektedir. Bu Batı’ya gidiş rastgele ol-masa gerek. Evvelce gezdiği bu yörede tanıdığı Karaca Kız’a kavuş-mak için gelmiş olamaz mı? Ve Karaca Kız’ı Mut’un Çukur köyü çevresinde buluyor. Artık ölünceye kadar buradan ayrılmıyor. Bura-daki karşılıklı iki sivri tepenin birisine Karaca Oğlan, birisine de Ka-raca Kız gömülüyor ve o tepelerden birine “Karaca Oğlan Tepesi” ötekine de “Karaca Kız Tepesi” deniyor. Yüz yıllardan beri bu adla anıla gelmiştir. Şimdi o tepelerin üzerindeki basit mezarların üzerine (aslına dokunmadan) anıt mezarlar yapılmıştır. Karaca Oğlan’ın Çukur köyünde olduğu gerçeği çevrede ve daha ötelerde duyulmuşsa da; Çukur köyünü tanımayanlar Çukurova ola-rak algılayıp Karaca Oğlan’ın mezarını Çukurova’da zannederek bü-yük yanılgılara düşmüşler, yüzyıllar boyu Karaca Oğlan’ın mezarını Çukurova’da boşu boşuna arayıp durmuşlardı. Karaca Oğlan; nerede doğmuş, nerede yaşamış, nerede gezmiş olursa olsun mezarının Mut’ta olduğu gerçeği artık saptanmış ve ka-bul edilmiştir. Ülkemizde yayımlanan Karaca Oğlan kitaplarındaki şiirlere ben pek güvenemiyorum. Şiirler arasında yazarını ve hikâyesini bildiği-miz şiirler bile var. Ayrıca şiirlerini bir oya gibi işleyen kuvvetli söz ustası Karaca Oğlan’ın acemilik döneminde bile söyleyemiyeceği ba-sitlikte, anlamsız şiirlere de rastlıyoruz. Karaca Oğlan şiirlerini seçer-ken bunlara çok dikkat etmemiz lazım. Halk edebiyatımızın en büyük ustası, ünlü Karaca Oğlan’ın ya-şamı hakkında yazılı bir kaynağımız yok. Karaca Oğlan hakkında ilk araştırmayı yapan Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi; 1874 yılında Ka-raca Oğlan’ın doğduğu köye varmış, bazı araştırmalarını yazıya ge-çirmiştir. Bunda: Bahçe ilçesinin Varsak köyünden olduğu ve orada bazı akrabalarının bulunduğunu ve onlarla görüşüp sohbet ettiğini yazar. Ahmet Hamdi Efendi’nin saptamalarına ve başkaca araştırma-cıların bulgularına göre Karaca Oğlan; Bahçe ilçesinin Varsak kö-yünde doğmuş, her ne sebeptense genç yaşında gurbete çıkmış, Uzun yıllar gurbette gezmiş, ölümüne yakın memleketine döndü ise de gene duramayıp tekrar gurbete çıkmış. Karaca Oğlan’ın ölümü Kadirli söylentisinde; “Ceyhan nehrine daldığı, bir daha çıkmadığı”. Adana söylentisinde de; “Ashab-ı Kehf’e girdiği bir daha da çıkmadığı” şek-lindedir. Burada dikkat edeceğimiz bir nokta var: Her iki söylentide de Karaca Oğlan Batı taraflarına gitmiştir. Kadirli’den Adana’ya, Adana’dan da gene batıya gitmektedir. Bu Batı’ya gidiş rastgele ol-masa gerek. Evvelce gezdiği bu yörede tanıdığı Karaca Kız’a kavuş-mak için gelmiş olamaz mı? Ve Karaca Kız’ı Mut’un Çukur köyü çevresinde buluyor. Artık ölünceye kadar buradan ayrılmıyor. Bura-daki karşılıklı iki sivri tepenin birisine Karaca Oğlan, birisine de Ka-raca Kız gömülüyor ve o tepelerden birine “Karaca Oğlan Tepesi” ötekine de “Karaca Kız Tepesi” deniyor. Yüz yıllardan beri bu adla anıla gelmiştir. Şimdi o tepelerin üzerindeki basit mezarların üzerine (aslına dokunmadan) anıt mezarlar yapılmıştır. Karaca Oğlan’ın Çukur köyünde olduğu gerçeği çevrede ve daha ötelerde duyulmuşsa da; Çukur köyünü tanımayanlar Çukurova ola-rak algılayıp Karaca Oğlan’ın mezarını Çukurova’da zannederek bü-yük yanılgılara düşmüşler, yüzyıllar boyu Karaca Oğlan’ın mezarını Çukurova’da boşu boşuna arayıp durmuşlardı. Karaca Oğlan; nerede doğmuş, nerede yaşamış, nerede gezmiş olursa olsun mezarının Mut’ta olduğu gerçeği artık saptanmış ve ka-bul edilmiştir. Ülkemizde yayımlanan Karaca Oğlan kitaplarındaki şiirlere ben pek güvenemiyorum. Şiirler arasında yazarını ve hikâyesini bildiği-miz şiirler bile var. Ayrıca şiirlerini bir oya gibi işleyen kuvvetli söz ustası Karaca Oğlan’ın acemilik döneminde bile söyleyemiyeceği ba-sitlikte, anlamsız şiirlere de rastlıyoruz. Karaca Oğlan şiirlerini seçer-ken bunlara çok dikkat etmemiz lazım.
Önceki YazıÖnceki Yazı Bulunmuyor
Sonraki Yazımavga kalesi
Bu konuya henüz yorum yapılmadı..
Yorum Yapın